19 Şubat 2019 Salı

Moldovaya kimlikle seyahat başladı


Moldovaya kimlikle seyahat başladı
Türkiye ile Moldova arasında karşılıklı kimlikle seyahatin, bugünden itibaren başlayacağını söyleyen Türkiye'nin Kişinev Büyükelçisi Gürol Sökmensüer, Türkiye ile Moldova arasında 19 Şubat 2019 tarihi itibarıyla uygulanmaya başlayacak anlaşmaya göre; vatandaşlarımızın yeni çipli kimlikleriyle Moldovaya gittiklerinde her 180 gün içinde 90 günü aşmamak kaydıyla vizesiz kalabileceklerine işaret ettiği aktarıldı.

Büyükelçisi Gürol Sökmensüer'in; Anlaşma, Türkiye ile Moldova arasındaki dostane ilişkilerin ve stratejik ortaklığın somut neticesi olmuştur. dediği de kaynak haberde aktarıldı.

"GEÇTİĞİMİZ YIL MOLDOVA'DAN 80 BİN KİŞİ TÜRKİYE'YE GİTTİ"
Konuşmada ülkemizin, Moldova vatandaşlarının en çok tercih ettiği turizm yerlerinden biri olduğuna dikkat çekildi.

İki ülke arasında kimlikle seyahatin vatandaşlara kolaylık sağlayacağını vurgulanırken büyükelçisi Gürol Sökmensüer'in; "Geçen yıl Moldovalı turistlerin yüzde 35’i, yani 80 bin kişi Türkiye'ye gitti. Türkiye'den Moldova'ya ise 20 bin turistin geldiğini biliyoruz. Böylelikle turist sayılarının katlanarak artacağına inanıyorum." diye konuştuğu kaynak gösterilen haberde aktarıldı.


Moldova Nerede ?

Kaynak: Ensonhaber
Devamını Oku

30 Ocak 2019 Çarşamba

Java script value degerinin ilk harfini büyük yapmak


Merhaba arkadaşlar, yaşadığım bir sorun neticesinde bulduğum kodu sizinle paylaşmak istiyorum. Form input alanına girilen metnin ilk harfinin büyük olmasını istedim. Benzer sorunu yaşayan arkadaşların çoğunluğu ile bir araştırma sonucu aşağıdaki kodu buldum.

onkeypress="javascript:this.value = this.value.substr(0, 1).toUpperCase() + this.value.substr(1);"
Bir örnek vermek gerekirse;
<form name="ara" action="ara.php" method="GET">

<input name="deger" type="text" value="" onkeypress="javascript:this.value = this.value.substr(0, 1).toUpperCase() + this.value.substr(1);">

<input name="bt1" type="submit" value="Gönder">

</form>

Umarım işinize yaramıştır.


Devamını Oku

19 Kasım 2018 Pazartesi

Mevlit kandili ve kutlu doğum haftası arasındaki fark



Mevlit Kandili ve Kutlu doğum haftası arasındaki fark nedir?
Benim gibi bu soruyu kafasına takanlar için konuyu açmak istedim.

Hz. Muhammed Mustafa (S.a.v.) ne zaman doğmuştur?
Hicri takvimi: Rebiülevvel ayının onikinci gecesi (Mevlit kandili)
Miladi takvim: 20 Nisan 571 (Kutlu doğum haftası)

  Hicri ve miladi takvimi  
Hicri takvim 1 yılı 354 ya da 355 gün olan ve 12 kameri aydan oluşan bir takvimdir.
Miladi takvim  365 gün 6 saatlik zamanı "1 yıl" olarak kabul eden takvimdir.

Hicri takvim AY yılını esas alır.
Miladi takvim GÜNEŞ yılını esas alır.
Bu yüzden ikisi arasında 11 gün fark vardır.

Hicri takvimde başlangıç tarihi sevgili peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa'nın (s.a.v) Mekke'den Medine'ye hicret ettiği 622 yılıdır.
Miladi takvimde başlangıç Hazreti İsa'nın doğum tarihi 0 yılıdır.



Kutlu doğum haftası ilk olarak 1989 yılında miladi takvime göre Hazreti Muhammed Mustafa (s.a.v.) 'nın doğum gününü içeren bir haftalık süre ile kutlanmaya başlandı. Hem hicri hemde miladi takvime göre kutlamaya çalıştığımız için yıl içinde 2 defa efendimizin doğum gününü kutlamış oluyoruz. Takvimler arasındaki gün farklarından dolayıda bu ayrı ayrı aylara denk geliyor.

"Ey Muhammed! Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik"
(Enbiya 107)

Allah (c.c) 'ın rahmet olarak bizlere gönderdiği sevgili peygamberimiz hazreti Muhammed Mustafa (s.a.v) için hergün şükretsekte doymayız. Kuşkusuz O'nun yeri bizler için apayrıdır. Lakin hicri takvime göre ezelden beri süre gelen geleneklerimizle kutladığımız Mevlit kandilimiz için neden 1989 yılında "Kutlu doğum haftası" ismiyle bir ikilik oluşturuldu?

Bu soruyu affınıza sığınarak ve beni yanlış anlamayacağınızı umarak meraktan soruyorum. Doğrudur, miladi takvimde 20 nisan hicri takvimin rebiülevvel ayının onikinci gecesine denk düşüyor ama İslam'da hep böyle ikilikler yapılarak bizi bize düşürdükleri için merak ederek soruyorum.

Bizler sadece mevlit kandilinde veya kutlu doğum haftasında değil hergün her an nefes aldığımız her saniye Rab'bimizin bizlere ışık olarak gönderdiği efendimiz için şükrediyor ve dua ediyoruz.

İnanan tüm kardeşlerimin mübarek mevlit kandilini kutluyorum.
Rab'bim yar ve yardımcınız olsun.
Sevgiyle kalın.
Devamını Oku

17 Kasım 2018 Cumartesi

Cuma namazı nasıl kılınır? Sünneti, farzı ve zühri ahir, kaç rekat?


Cuma namazı nasıl kılınır? Sünneti, farzı ve zühri ahir, kaç rekat?
Cuma günü islam inancı için önemli ve farz olan bir gündür. Bu kutsal gün için sadece namaz vakti önemliymiş gibi görünsede aslında günün tamamı kutsaldır ve namaz bu kutsal günde yapılan ibadetlerin en büyüğüdür.

Cuma namazı kaç rekattır, cuma namazı nasıl kılınır, zühri ahir namazı nedir ve nasıl kılınır, cuma günü yapılacak dualar gibi bilgileri sizinle paylaşacağım.

Cuma namazı tek başına kılınmaz ve öğlen vakti cemaatle kılınır.
4 rekat ilk sünnet, 2 rekat farz 4 rekat son sünnet toplam 10 rekattır.
Bundan sonra 4 rekat zühri ahir (son öğlen) 2 rekatta vaktin son sünneti olmak üzere 6 rekat daha kılınır ama bu son 6 rekati yazımızın sonunda detaylı açıklayacağım.

Özet ve detaylı anlatım olarak 2 ayrı şekilde durumu ele alıyorum
 ÖZET ANLATIM 
- Cuma günü öğle ezanından bir saat önce sela verilir
- Seladan sonra ezan vaktine kadar cami içinde imam veya merkezi sistemle ana camiden vaaz verilir.
- Minareden ezan okunduktan sonra cami cemaati ayrı ayrı cuma'nın 4 rekatlık ilk sünnetlerini kılarlar.
- İlk sünnet kılındıktan sonra müezzin cami içinde tekrar ezan okur
- İç ezandan sonra imam minbere çıkıp hutbe verir.
- Hutbeden sonra müezzin kamet getirir
- İmamla beraber cemaat olarak Cuma namazının 2 rekat farzı kılınır.
- Cemaat ayrı ayrı cuma'nın 4 rekatlık son sünnetini kılar.
- Cemaat ayrı ayrı 4 rekatlık zühri ahir namzını kılarlar
- Cemaat ayrı ayrı 2 rekatlık vaktin sünnetini kılarlar

 DETAYLI ANLATIM 
Cuma namazının kılınışı
4 Rekatlık cuma namazının ilk sünneti kılmaya başlıyoruz..
 1. Rekat 
* "Niyet ettim Allah rızası için Cuma Namazının dört rekat ilk sünnetini kılmaya" diye niyet ederiz.
* "Allahu Ekber" diyerek İftitah Tekbiri alır ve namaza başlarız.
* Sübhaneke'yi okuruz
* Euzü-besmele çekeriz
* Fatiha Suresini okuruz
* Kur'an'dan bir sure okuruz
* Rüku'ya gideriz
* Secde'ye gideriz. Doğruluruz, tekrar Secde'ye gideriz

 2.Rekat 
* Ayağa kalkarak Kıyama dururuz
* Besmele çekeriz
* Fatiha Suresini okuruz
* Kur'an'dan bir sure okuruz
* Rüku'ya gideriz
* Secde'ye gideriz. Doğruluruz, tekrar Secde'ye gideriz
* Oturarak Ettahiyyatu okuruz

 3. Rekat 
* Ayağa kalkarak Kıyama dururuz
* Besmele çekeriz
* Fatiha Suresini okuruz
* Kur'an'dan bir sure okuruz
* Rüku'ya gideriz
* Secde'ye gideriz. Doğruluruz, tekrar Secde'ye gideriz

 4. Rekat 
* Ayağa kalkarak Kıyama dururuz
* Besmele çekeriz
* Fatiha Suresini okuruz
* Kur'an'dan bir sure okuruz
* Rüku'ya gideriz
* Secde'ye gideriz. Doğruluruz, tekrar Secde'ye gideriz
* Oturarak Ettahiyyatu ve Allâhumme salli, Allâhumme Bârik ve Rabbenâ dualarını okuruz
* "Es selâmu aleyküm ve rahmet'ullah" diye sağa ve sola selam vererek namazı tamamlarız

2 Rekatlık cuma namazının farzını imamla beraber kılmaya başlıyoruz
 1. Rekat 
* Müezzin Kamet yapar.
* "Niyet ettim Allah rızası için Cuma namazının iki rekat farzını kılmaya. Uydum imama" diye niyet ederiz
* "Allahu Ekber" diyerek İftitah Tekbiri alır ve namaza başlarız
* Sessizce Subhaneke'yi okuruz.
* Ayakta birşey okumadan imamı dinleriz. İmam Fatiha Suresi ve Kur'an'dan bir miktar ayet okur
* Rüku'ya gideriz
* Secde'ye gideriz. Doğruluruz, tekrar Secde'ye gideriz

 2.Rekat 
* Ayağa kalkarak Kıyama dururuz. Hiç birşey okumadan imamın Fatiha ve Kuran'dan bir miktar okumasını dinleriz
* Rüku'ya gideriz
* Secde'ye gideriz. Doğruluruz, tekrar Secde'ye gideriz
* Oturarak Ettahiyyatu ve Allâhumme salli, Allâhumme Bârik ve Rabbenâ dualarını okuruz
* "Es selâmu aleyküm ve rahmet'ullah" diye selam vererek namazı tamamlarız

4 Rekatlık cuma namazının son sünneti kılmaya başlıyoruz..
Tıpkı ilk sünnet gibi sadece niyetimizi son sünnete göre değiştiriyoruz.
 1. Rekat 
* "Niyet ettim Allah rızası için Cuma Namazının dört rekat son sünnetini kılmaya" diye niyet ederiz
* "Allahu Ekber" diyerek İftitah Tekbiri alır ve namaza başlarız.
* Sübhaneke'yi okuruz
* Euzü-besmele çekeriz
* Fatiha Suresini okuruz
* Kur'an'dan bir sure okuruz
* Rüku'ya gideriz
* Secde'ye gideriz. Doğruluruz, tekrar Secde'ye gideriz

 2.Rekat 
* Ayağa kalkarak Kıyama dururuz
* Besmele çekeriz
* Fatiha Suresini okuruz
* Kur'an'dan bir sure okuruz
* Rüku'ya gideriz
* Secde'ye gideriz. Doğruluruz, tekrar Secde'ye gideriz
* Oturarak Ettahiyyatu okuruz

 3. Rekat 
* Ayağa kalkarak Kıyama dururuz
* Besmele çekeriz
* Fatiha Suresini okuruz
* Kur'an'dan bir sure okuruz
* Rüku'ya gideriz
* Secde'ye gideriz. Doğruluruz, tekrar Secde'ye gideriz

 4. Rekat 
* Ayağa kalkarak Kıyama dururuz
* Besmele çekeriz
* Fatiha Suresini okuruz
* Kur'an'dan bir sure okuruz
* Rüku'ya gideriz
* Secde'ye gideriz. Doğruluruz, tekrar Secde'ye gideriz
* Oturarak Ettahiyyatu ve Allâhumme salli, Allâhumme Bârik ve Rabbenâ dualarını okuruz
* "Es selâmu aleyküm ve rahmet'ullah" diye sağa ve sola selam vererek namazı tamamlarız


Buraya kadar esas olarak cuma namazımızı kılmış oluyoruz
Cuma namazının son sünnetin ardından zuhr-i ahir, niyetiyle dört rekat daha namaz kılınmaktadır. Niyet edilirken şöyle denilir: "Niyet ettim Allah rızası için edâsı üzerime olup da henüz üzerimden sâkıt olmayan en son öğle namazının farzına".  Bu şekilde niyet edilirse, eğer o günün cuma namazı şartlarında bir noksanlıktan dolayı kabul olunmamışsa, öğle namazı kılınış olur. Kabul olunmuşsa, en son kazaya kalmış öğle namazına sayılır.

Zuhr-i ahir namazının kılınışı
 1. Rekat 
* "Niyet ettim Allah rızası için edâsı üzerime olup da henüz üzerimden sâkıt olmayan en son öğle namazının farzına" diye niyet ederiz.
* "Allahu Ekber" diyerek İftitah Tekbiri alır ve namaza başlarız.
* Sübhaneke'yi okuruz
* Euzü-besmele çekeriz
* Fatiha Suresini okuruz
* Kur'an'dan bir sure okuruz
* Rüku'ya gideriz
* Secde'ye gideriz. Doğruluruz, tekrar Secde'ye gideriz

 2.Rekat 
* Ayağa kalkarak Kıyama dururuz
* Besmele çekeriz
* Fatiha Suresini okuruz
* Kur'an'dan bir sure okuruz
* Rüku'ya gideriz
* Secde'ye gideriz. Doğruluruz, tekrar Secde'ye gideriz
* Oturarak Ettahiyyatu okuruz

 3. Rekat 
* Ayağa kalkarak Kıyama dururuz
* Besmele çekeriz
* Fatiha Suresini okuruz
* Kur'an'dan bir sure okuruz
* Rüku'ya gideriz
* Secde'ye gideriz. Doğruluruz, tekrar Secde'ye gideriz

 4. Rekat 
* Ayağa kalkarak Kıyama dururuz
* Besmele çekeriz
* Fatiha Suresini okuruz
* Kur'an'dan bir sure okuruz
* Rüku'ya gideriz
* Secde'ye gideriz. Doğruluruz, tekrar Secde'ye gideriz
* Oturarak Ettahiyyatu ve Allâhumme salli, Allâhumme Bârik ve Rabbenâ dualarını okuruz
* "Es selâmu aleyküm ve rahmet'ullah" diye sağa ve sola selam vererek namazı tamamlarız

Şimdi son olarak 2 rekat vaktin sünnetini kılıyoruz
 1.Rekat 
* "Niyet ettim Allah rızası için iki rekat vaktin sünnetini kılmaya" diye niyet ederiz
* "Allahu Ekber" diyerek İftitah Tekbiri alır ve namaza başlarız
* Sübhaneke'yi okuruz
* Euzü-besmele çekeriz
* Fatiha Suresini okuruz
* Kur'an'dan bir sure okuruz
* Rüku'ya gideriz
* Secde'ye gideriz. Doğruluruz, tekrar Secde'ye gideriz

 2.Rekat 
* Ayağa kalkarak Kıyama dururuz
* Besmele çekeriz
* Fatiha Suresini okuruz
* Kur'an'dan bir sure okuruz
* Rüku'ya gideriz
* Secde'ye gideriz. Doğruluruz, tekrar Secde'ye gideriz
* Oturarak Ettahiyyatu ve Allâhumme salli, Allâhumme Bârik ve Rabbenâ dualarını okuruz
* "Es selâmu aleyküm ve rahmet'ullah" diye sağa ve sola selam vererek namazı tamamlarız

Böylelikle cuma namazımızı tam anlamıyla kılmış olup farzımızı yerine getirmiş oluyoruz.
Rab'bim namazlarınızı ve dualarınızı kabul etsin (Amin)
Devamını Oku

15 Ağustos 2017 Salı

İletişim formunu kullanırken bunlara dikkat edin

Site içindeki sorunlarınıza daha hızlı müdahale edip daha kısa sürede yardım etmek için dikkat etmeniz gereken bir kaç sorunu burda dile getirip sizinle paylaşmayı uygun gördük.

Site hakkındaki görüş, öneri ve beğenilerin yanı sıra ilan silme, fotoğraf ekleme ve güncelleme gibi bazı isteklerinizide üyelik sistemi aktif olmaması sebebiyle iletişim formu üzerinden sağlamaktayız. Bu konuyu açmamızın en büyük sebeblerinden biride; Uygun şartlarda gelmeyen veya tamamen luzümsüz bir istek için atılmış mesaj, belkide onaylayacağımız bir ilan veya bir mesaj ile büyük bir mutluluğu erteliyoruz.

Fazla uzatmadan sorunları kısaca derlemek gerekirse;
1. Sitenin bir çok alanına yönlendirici bağlantılar koymamıza rağmen "ücretsiz ilan ver" butonunu görmeden iletişim formu aracılığyla ilan vermeye çalışan arkadaşlarımız var. Bu konuda yeni gelen kullanıcılarımızdan biraz daha dikkat istiyoruz.

2. Hiç bir açıklayıcı bilgi vermeden "ilanımı silin" veya "mesajlarımı kaldırın" şeklinde mesajlar almaktayız. Yardım sayfamızda da ifade ettiğimiz gibi ilan numaranızı veya ilan açarken kullandığınız email adresinizi bize bildiremezseniz ilanınızı silemeyiz. İlanınızı bulup silmemiz için bizlere açıklayıcı ek bilgiler verin lütfen.

3. Şikayet bildirimi olarak diger maddelerden azda olsa "telefonumu siteye vermişler silin" şeklinde mesajlarda almaktayız. Şahsınızı bir mesaj ile tanıyıp, telefon numaranızı tahmin etmemiz insan üstü bir durumdur ve biz daha o teknolojiye ulaşamadık :)

4. İlan silme, ilan güncelleme, fotoğraf değiştirme v.b. sorunlar için yazıp "ne yapmam gerekiyo" tarzında sorular alıyoruz bu normal ve doğal birşey bizde hoş görüyoruz ama bu soruların cevapları yardım sayfamızda mevcutken iletişim formundan tekrar sormak, ciddi bir zaman kaybı oluşturuyor ve sonuç itibariyle yeni gelen ilan ve yorumları onaylamamız için harcanacak zamandan çalınmış olunuyor.

5. Sayısız ilan veren, verdiği ilanın kişisel bilgilerini (email, ilan no) hatırlamayan ve buna rağmen yeni ilanının neden yayınlanmadığı hakkında açıklayıcı bilgi isteyen ve tüm bunlar üzerine ilan açma konusunda yardımcı olmak, fikir vermek babında açtığımız konuları dikkate almadan arkadaş arama konusunda herhangi bir fikri olmayan kullanıcılarımızdan da sayısız mesaj gelmektedir.

Arkadaş arama, arkadaş bulma konusunda bir kararlılığınız ve bir hayat görüşünüz yoksa sizler için oluşturacağımız alan çok kısıtlıdır.

An itibariyle hatırladığımız ve sık yaşadığımız başlıca sorunları anlatmaya çalıştık.
Daha kaliteli ve kesintisiz bir iletişim için lütfen bu hataları mümkün süretle tekrarlamayalım ve ilk önce yardım sayfamızı kontrol ettikten sonra iletişim formumuzu kullanalım.

Saygılarımla.
Nesrin AKSOY - Editör

Devamını Oku

24 Mayıs 2017 Çarşamba

Bayan isimleri ve anlamları

Bayan isimleri ve anlamları, en güzel kız isimleri, kız bebek isimleri, popüler bayan isimleri gibi aramalar sonucunda bu sayfayı görüntüleyebilirsiniz. Listemizde olmayan ve olmasını istediğiniz bayan isimlerini aşağıdaki yorum alanına yazarak önerebilir ve eklememizi isteyebilirsiniz.

Abiye (a): Yüzünü, örten, güzel, namuslu.
Adalet (a): Doğruluk, zulmetmeme, haksızları terbiye.
Adniye (a): Salih, cennetlik.
Afet (a): İnsanların önleyemediği büyük felaket.
Afitab (f): Güneş ışığı.
Ahu (f): Ceylan, maral.
Aişe (a): Bolluk içinde rahat yaşayan, rahat ömür süren.
Ajda (f): Delik delik olan, çentik çentik.
Alev: Yanan şeylerin çeşitli şekillerde görünen parlak ve ışıklı dili.
Amine (a): Korkusuz.
Armağan (t): Hediye, bağış, bahşiş.
Arzu (f): İstek, hasret. İstenilen beğenilen kadın.
Asiye (a): Direk, acılı kadın.
Aslı: Baş, temel, temelli, köklü.
Aslıhan: Soylu, han suyundan olan.
Asuman (f): Gök, gökkube, sema.
Atıfet (a): Bir sebebi bulunmadan duyulan sevgi. 
Atiye (a): Bağış, verme, iyilik.
Ayfer (f): Ay ışığı.
Aygen: Gönül dostu.
Aygül: Ay gibi güzel parlak renkli.
Aygün: Ay gibi parlak ışıklı gün.
Ayla: Kadın, eş, hanım.
Aylin: Ayın çevresinde görülen ışıklı daire, hâle.
Aynıfer (a): Göz ışığı, göz nuru.
Aynur: Ay gibi parlak.
Ayperi: Peri gibi güzel.
Aysel: Ay gibi parlak ve güzel.
Aysen: Sevimli, neşe saçan, parlak.
Aysever: Ayın güzelliğine tutkun, ay gibi güzel olanı seven.
Aysun: Ay gibi parlak ve güzelsin.
Ayşegül: Güleç, güler yüzlü, gül gibi renkli ve canlı.
Ayşen: Neşeli, parlak, sevimli.
Ayten (a): Ay gibi parlak renkli.
Azimet (a): Gidiş. Takva yolunu seçen.
Azra (a): Bakire, kız, el değmemiş.
Banu (f): Ev kadını, bayan, gelin.
Bedia (a): Eşi benzeri olmayan, mükemmel.
Başak: Ürün toplandıktan sonra  kalan artıklar.
Begüm: Saygı değer kadın, hanım.
Behiye (a): Güzel, alımlı kadın.
Belkıs (a): Sebe kraliçesinin ismi.
Benan (a): Parmakla gösterilecek kadar güzel.
Benefşe (f): İnce saplar üzerinde, ufak mavi güzel kokulu çiçek açan bitki.
Bengi: Sonsuz, tiryaki.
Beren: Kuzu.
Berin (f): Manen çok yüksek, yüce yaradılışlı.
Berire (a):İhsan sahibi,  sadık..
Berna (f): Genç, cesur, civan.
Besamet (a): Güler yüzlü olan.
Betigül: Gül gibi kokan mektup.
Betül (a): Erkeklerden çekinen, ibadete düşkün, namuslu ve çok temiz kadın. Hz. Fâtıma ve Hz. Meryem’in ünvanı.
Beyhan: Sır saklamayan.
Beyhatun: Hakanın hanımı.
Beyza (a): Çok beyaz, çok temiz, parlak.
Bihter (f): Çok iyi, pek üstün.
Bilgehatun: Derin bilgi sahibi kadın.
Binnaz (a): Çok nazlı.
Birgül: Tek ve benzersiz gül.
Buket (f): Demet, çiçek demedi.
Burc: Taze dal, filiz.
Burcu (a): Güzel kokan.
Burçin: Dişi geyik.
Büşrâ (a): Müjde, sevinç, hayırlı haber.
Cânân (f): Sevgili, dilber, gönül verilen. Tasavvufta Allah.
Cangül (f): İç açıcı, gül yüzlü, sevgili.
Cavidan (a): Sonsuz, ölümsüz, ebedi.
Cansu (t): Su gibi saf, temiz ve sevimli.
Cazibe (a): Çeken, cezbeden.
Ceyda (a): Yararlı, herkese iyilik yapan. Zarif.
Ceylan: İnce biçimli, güzel gözlü bir geyik cinsi.
Cihanfer (f): Cihanı aydınlatan çok güzel kadın.
Çağla (t): Badem, erik, kayısı gibi meyvelerin yenebilir ham hali, toy.
Çiçek (t): Güzel görünümlü.
Çiğdem (t): Bir kır bitkisi, güzel görünümlü.
Demet (t): Çiçek takımı, bitki takımı, ışık takımı.
Derya (f): Deniz, çok bol, pek çok.
Destegül (f): Gül demeti, çiçek buketi.
Dicle: Büyük ırmak. Irak’ta denize dükülen bir nehir.
Didar (f): Yüz, çehre, suret, görüş, göz, görme gücü.
Dilara (f): Gönül alıcı, sevgili.
Dilber (f): Güzel, sevgili, gönül çekici.
Dilbeste (f): Gönül bağlamış, âşık.
Dildade (f): Gönül vermiş, düşkün, tutkun.
Dildar (f): Gönlü hüküm altında tutan sevgili.
Dilek (t): Arzu, istek, temenni.
Dilrüba (f): Gönül kapan, herkesi kendine bağlayan.
Dilsafa (f): Gönlü ferah kedersiz olan.
Dilşad (f): Gönlü sevinçli, yüreği şen olan.
Dilşikâr (f): Gönül avlayan, kendine bağlayan.
Dudu (t): Bayan, hanım, kadın.
Dürdane (f): İnci tanesi, inci serpen.
Dürriye (a): İnci gibi parlayan.
Ebru (f): Kaş.
Eda (a): Tavırları hoş olan, nazlı.
Efser (f): Taç.
Ela: Sarıya çalar kestane rengi.
Elif (a): Arap alfabesinin ilk harfi, dost, tanıdık.
Emel (a): Güçlü istek, umulan ve beklenen şey.
Emine (a): Korkusu olmayan.
Ervâ (a): Suya kanmış.
Esengül (t): Diri ve taze gül.
Esma (a): İsmi olan.
Esra (a): Gece yolculuğuna çıkan.
Evin: Cevher, buğday tanesinin olgunlaşmış içi.
Fatıma (a): Kendisi ve nesli cehennem ateşinden kesilmiş.
Fazilet (a): Erdem, iyi huyların ve üstün vasıfların hepsi.
Fehamet (a): Ululuk, büyüklük, itibar.
Ferah (f): Bol, geniş, neşeli, açık.
Feray (f): Parlak, aydınlık ay.
Ferda (f): Yarın, ertesi gün.
Ferayi (f): Parlakça, aydınlıkça, loş.
Ferdiye (a): Tek ve eşsiz olan.
Ferhunde (f): Uğurlu kutlu.
Feriha (a): Sevinçli, ferah.
Ferihan (a): Razı, hoşnut, sevinçli.
Ferişte (f): Melek.
Ferzane (f): Hakim, filozof, bilgin, alim.
Figen (f): Çiçek demeti, gölge yapan, gölge eden.
Filiz (r): Eritilip temizlenmemiş altın, gümüş gibi maden. Taze fidan, ince taze ve güzel.
Firdevs (a): Sekiz cennetten biri, altın ve gümüştendir.
Firkat (a): Ayrı olan, sevgiden uzak kalan.
Fitnat (a): Zihin açık, çabuk kavrayışlı.
Fulya (a): Güzel kokulu bir nergis.
Funda: Süpürgeotu.
Füruzan (f): Çok parlak, aydınlık, parlayan, nurlu.
Füsun (f): Büyü, sihir, efsun.
Füsünkâr (f): Büyüleyici güzel.
Gazal (a): Geyik, ceylan, ahu.
Gevher (f): Elmas, değerli taş, mücevher.
Gizmen: Sır saklayan.
Gökcan: Gök mavisi.
Gökşen: Gök mavisi gibi neşeli.
Gönül: Kalb.
Gözde: Göze girmiş, bir büyüğün sevip beğendiği kimse. 
Gül (f): Hoş kokulu, çiçek.
Gülay (f): Gül ay’ı
Gülbahar (f): Baharın gülü.
Gülbanu (f): Gül hanım, gül hatun.
Gülbeden (f): Gül bedenli, nazik.
Gülberk (f): Gül yaprağı.
Gülbin (f): Gül fidanı, gül dalı, gül bahçesi, güllük.
Gülbiz (f): Gül saçan, gül serpen.
Gülcan (f): Canı gül gibi taze, renkli, hareketli olan.
Gülcemal (f): Yüzü gül gibi güzel olan kadın.
Gülçe (f): Gül biçiminde yuvarlak süs motifleri.
Gülçehre: Gül yüzlü, yüzü gül gibi hoş olan.
Gülçiçek: Gül gibi taze, çiçek tazeliği taşıyan.
Gülçin: Gül toplayan, gül derleyici.
Güldal: Gül dalı gibi ince ve güzel olan kadın.
Güldan (f): Çiçek konulan, özellikle gül konulan vazo.
Güldemet: Gül buketi, gül demeti.
Gülden: Gül gibi.
Gülder: Gül toplayan.
Gülderen: Gül derleyen.
Gülendam (f): Gül gibi ince, uzun, güzel vücudu olan.
Güler: Güleç yüzlü.
Gülergin: Olgun gül, tam açmış gül.
Güleser: Yüzünde gülümseme eksik olmayan.
Gülfam (f): Pembe, gül renginde olan.
Gülfem (f): Gül dudaklı, gül ağızlı.
Gülfer (f): Gül gibi parlak, gül parlaklığında.
Gülfeşan (f): Gül saçan.
Gülfidan (f): Gül gibi genç.
Gülgönül (f): İçi rahat, yalnız yüzü değil içi de gülen.
Gülgün: Gül renginde olan.
Gülhatun (f): Gül gibi olan, sevilen hatun.
Gülhiz (f): Gül yetiştiren.
Gülistan (f): Gül bahçesi, güllük.
Gülizar (f): Gül yanaklı.
Güllü: Gül gibi güzel kadın.
Gülnar (f): Katmerli ve büyük gül, büyük çiçek.
Gülnaz (f): Gül gibi ince ve narin olan, nazlanan.
Gülruh (f): Gül yanaklı.
Gülseren (t): Güzellik saçan.
Gülseven (t): Gül tutkunu.
Gülsima (f): Gül yüzlü.
Gülsüm: Yüzü dolgun. Ümmügülsüm: Gülsümün annesi.
Gülşah (f): Gül padişah, çiçek hükümdar.
Gülten (f): Gül tenli.
Gülter (f): Yeni açılmış gül.
Gülşen (f): Gül bahçesi, gülistan.
Gülümser (t): Daima gül veren, çiçek açan.
Gülzar (f): Gül bahçesi.
Güzide (f): Seçkin, seçilmiş, seçme.
Güzin (f): Seçen, seçilmiş.
Hacer (a): Taş, kaya parçası.
Hale (a): Ayın çevresinde görülen ışık halkası.
Halenur (a): Işıklı, aydınlık daire, hale.
Hamiyet (a): Milli onur ve haysiyet.
Handân (a): Gülen, şen.
Hande (f): Gülen, alay eden.
Hanım (t): Bayan, kadın, sultanım.
Hanîfe (a): Dindar, sımsıkı dinine bağlı.
Harika (a): Tabiat dışı meydana gelen fevkalade olay.
Hasna (a): Çok güzel kadın.
Hatice (a): Erken doğan kız çocuğu.
Hatun (t): Kadın, bayan, hanım.
Haver (f): Gün doğusu, ortak.
Havle (a): Güçlü, kuvvetli, takatlı, kudretli.
Havva (a): Bir şeyin kıvamı, olgun. Hz. Ademin hanımı.
Hayat (a): Dirilik.
Hayrunnisa (a): Kadınların hayırlısı, iyisi.
Hediye (a): İkram niyetiyle verilen veya günderilen şey.
Hicran (a): Ayrılık, firak, ayrılığın verdiği unutulmaz acı.
Hicret (a): Bir ülkeden başka birine göç etmiş olan.
Hilâl (a): Yeni ay.
Hilkat (a): Yaratılıştaki hal.
Hoşdem (f): İyi arkadaş, hali vakti yerinde olan.
Hoşeda (f): Davranışı hoş, hareketi güzel.
Hoşendam (f): Boyu posu güzel, görünümü düzgün olan.
Hoşfidan (f): Göze güzel görünen fidan.
Hoşhal (f): Hali vakti yerinde, geçim ehli, iyi huylu.
Hoşkadem (f): Güzel ayaklı, uğurlu.
Hoşneva (f): Güzel sesli.
Hoşnigar (f):Tatlı, güzel bakışlı.
Huban (f): Güzeller, güzel kızlar.
Huri (a): Cennet kızı gibi güzel.
Huriye (a): Çok güzel.
Hülya (f): Kuruntu, hayal.
Hümeyra (a): Beyazlık, aklık. Hz. Aişenin ünvanı
Hürrem (f): Taze, şen şakrak, sevinçli. Güler yüzlü.
Hürriyet (a): Kendi iradesine göre karar veren.
Hüsnâ (a): En güzel, pek güzel.
Hüsnügül (f): Gül gibi güzel.
Hüveyda (f): Apaçık, meydanda, belli, besbelli.
Işılay (t): Ay ışığı gibi güzel.
İclal (a): Saygı ve büyüklük gösteren, ikram eden.
İfakat (a): İyileşme, ayılma.
İffet (a): Namuslu, helâlı isteyen, haramdan kaçan.
İkbal (a): Baht açıklığı, işlerin yolunda gitmesi.
İlknur (t): İlk gelen ışık.
İnci (t): Kıymetli süs tanesi, kıymetli.
İpek (t):İpek böceğinden elde edilen kıymetli kumaş, ince, nazik, kibar.
İrem (a): Şeddatın cennet diye yaptırdığı ünlü bahçe.
Jale (f): Kırağı, çiğ, şebnem.
Jülide (f): Karışık, dağınık saç.
Kader (a): Değişmez bir karar.
Keriman (a): Kerimin çoğulu, keremi bol, cömert.
Kevser (a): Madden ve mânen çok, nesli kalabalık. Cennetteki meşhur havuz.
Kezban (f): Ev kadını.
Kısmet (a): Talih, nasib, kader.
Kıymet (a): Bedel, değer, baha.
Kumru (f): Güvercine benzeyen bir kuş.
Kutan: Kutlu, kutsal, mutlu.
Kübra (a): En büyük, en azametli.
Lale (f): Bir süs bitkisi. Demir halka gerdanlık. Köle eden kadın.
Lalezar (f): Lale bahçesi.
Lamiha (a): Parlayan, parıldayan, parlak.
Leman (f): Parlak, parıldayan.
Lerzan (f). Titreyen, titrek.
Letafet (f): Latiflik, hoşluk, yumuşaklık.
Leyan (a): Konforlu, lüks hayat.
Leyla (a): Uzun ve karanlık gece.
Mahinev (f): Yeni doğmuş ay.
Mahînur (f): Ay ışığı.
Mahiye (f): Aylık.
Mahpeyker (a): Ay yüzlü parlak ve nur yüzlü.
Maide (a): Kurulmuş sofra.
Makbule (a): Kabul olunmuş, beğenilmiş.
Maral: Dişi geyik. (Bkz. Meral)
Mayda: Narin ince yapılı.
Mebşure (a): Yüzü güzel, endamlı, güzel kadın.
Mefharet (a): Övünç, iftihar etme.
Mefkure (a): Ulaşılmak istenen en yüce amaç.
Mehlika (a): Ay yüzlü güzel.
Mehpare (f): Ay parçası.
Mehtap (f): Ay ışığı, dolunay.
Mehveş (f): Ay yüzlü, ay gibi güzel.
Melahat (a): Güzellik, güzel yüzlülük.
Melda (a): İnce ve taze vücutlu.
Melek (a): Erkeklik, dişilik özelliği olmıyan, yiyip içmiyen, doğmayan doğurmayan ve çeşitli şekle girebilen, herkesin göremediği Allahü teâlânın emirlerine tam itâ’at eden nûrânî varlık. Ma’sûm, halîm selim ve güzel kimse.
Melen: Balık sürüsü.
Menekşe (f): Kır çiçeği.
Menfuse (a): Pek hoş, çok hoşa giden, en güzel.
Meral (t): Dişi geyik.
Mercan (a): Süs eşyası yapılan kırmızı bir deniz hayvanı.
Meriç (a): Ege denizine dökülen nehir.
Merve (a): Mekkede Kâbe yakınındaki küçük bir tepe.
Meryem (a): Dinine bağlı olan kadın.
Mesadet (a): Mutluluk kutlu olma.
Meserret (a): Sevinç, şenlik, sevinilecek şey.
Mestinaz (f): Süzgün bakışlı, nazlı güzel.
Meveddet (a): Sevgi, dostluk, kardeşlik, arzu.
Mevhibe (a): Bahşiş, ihsan, bağış.
Mihman (f): Misafir.
Mihriban (f): Seven, güler yüzlü, dost, yumuşak huylu.
Mihrican (f): Gece ile gündüzün eşit olduğu gece.
Mihrimah (f): Güneş ile ay.
Mihrinaz (f): Çok nazlı, aşırı naz eden.
Mine: Şişe, cam, billur.
Minez: Huy, meşreb, mizaç.
Mualla (a): Yüce, yüksek.
Muattar (a): Itırlı, güzel kokulu.
Muazzez (a): İzzet ve şeref sahibi, kıymetli, değerli.
Muhabbet (a): Sevgi.
Muhaddere (a): Namuslu, iffetli, örtülü müslüman
Mukaddes (a): Mübarek, temiz.
Mübeccel (a): Yüceltilmiş, büyütülmüş, tebcil edilmiş.
Müberra (a): Temize çıkarılmış, açıkca belirtilmiş.
Mübeyyen (a): Açıklanmış ortaya çıkarılmış.
Mücellâ (a): Parlak, cilâlı.
Mübeşşer (a): Müjdelenen, iyi haber verilip sevindirilen.
Müge: Bir çiçek.
Müjde (f): İyi haber sevinçli haber.
Müjgan (f): Kirpikler.
Müjgen: Kirpik
Münevver (a): Aydınlatılmış, kültürlü ve bilgili, aydın.
Mürüvvet (a): İnsanlık, mertlik, sevinçli günlerini görme.
Müşerref (a): Şerefli kılınmış.
Müveddet (a): Sevgi, dostluk, muhabbet.
Müyesser (a): Kolayca yapılan nasip olan.
Müzehher (a): Çiçekli, çiçek açmış, çiçeklenmiş.
Müzeyyen (a): Süslü, süslenmiş, bezenmiş, donanmış.
Nadide (f): Görülmemiş, az bulunur, çok değerli.
Nakşıdil (a): Gönül nakışı.
Nâlân (f): İnleyen, ağlayan, sızlayan, figan eden.
Narin (f): İnce yapılı, nazik ve kibar.
Nazan (f): Nazlı, cilveli, işveli, naz eden.
Nazende (f): Naz edici, nazlı,  cilve seven.
Nazenin (f): Cilveli, çok nazlı, şımarık, narin, ince yapılı.
Nazik (f): İnce, narin, rakik, terbiyeli saygılı, güzel, zarif.
Nazikendam (f): Narin yapılı, güzel vücutlu.
Nazile (a): Aşağı inen.
Nazlı (f): Naz eden, işveli, cilveli.
Nebahat (a): Şan, şeref, onur, ün, şan ve şeref sahibi.
Necîle (a): Soylu, asil, temiz.
Necla (a): Kız evlat, kız çocuk, kuşak, sülale, nesil.
Nedret (a): Az bulunan, ender, seyrek bulunan.
Nehar (a): Gündüz.
Nergis (f): Bir süs çiçeği.
Neriman (f): Pehlivan, kahraman, yiğit.
Nermin (f): Yumuşak, nazik, kibar.
Neslihan (f): Padişah soyundan gelen, şah neslinden olan.
Neslişah (f): Padişah soyundan gelen, şah neslinden olan.
Nesrin (f): Yaban gülü, mısır gülü, Van gülü.
Neval (a): Talih, kısmet, baht açıklığı. İhsan, bağış.
Nevbahar (f): İlk bahar.
Nevbaht (f):Talihi yeni olan.
Nevber (f): Yeni yetişmiş turfanda sebze, meyve.
Nevin (f): Yeni, yepyeni, yeni şey.
Nevres (f): Yeni biten, genç taze.
Nezafet (a): Temizlik, paklık.
Nezahet (a): Temizlik, paklık, iç temizliği, incelik, rikkat.
Nezaket (f): Naziklik, zariflik, incelik, terbiye, edep.
Neşe (a): Sevinç, gönül açıklığı, keyif, kıvanç, yiğit.
Neşide (a): Ünlü mısra, beyit, manzume.
Nida (a): Seslenme, çağırma.
Nigahban (f): Gözcü, bekçi, gözleyen.
Nigar (f): Resim, nakış, resim gibi güzel, güzel yüzlü.
Nihal (f): Fidan, genç. Fidan gibi ince yapılı.
Nihan (f): Gizli,  sır, örtünmesi gerekli yerleri örten.
Nilgün (f): Mavi renkte. Çivit renkli.
Nilüfer (f): Bir cins su bitkisi.
Niran (a): Ateş, parlaklık.
Nükhet (a): Güzel ve hoş koku.
Nur (a): Işık, parıltı, aydınlık, nur.
Nuran: Işıklı, nurlu, aydın.
Nuray: Ay ışığı gibi.
Nurbanu (f): Işıklı hanım, nurlu hanım.
Nurcihan (f): Cihanın nuru, kainatın ışıklı, parlak, nurlu.
Nurçin (f): Işıklı, parıltısı olan.
Nurefşün (f) Nur saçan, etrafı aydınlık,
Nurhan (a) Aydın hükümdar.
Nurhayat (a): Mutlu yaşam.
Nurperi (f): Yüzü nur gibi parlayan peri gibi güzel.
Nursel (t): Nur seli. Sel gibi ışık.
Nurşen: Işık gibi şen ve güler yüzlü.
Nurşin (f): Çok lezzetli.
Nurten (f): Teni nurlu, ışık tenli.
Nüveyre (a): Parlak küçük şey.
Oya (t): Dantel, süs, küçük kız kardeş.
Özlem: Hasret. Yeniden görme arzusu.
Öznûr (t): Gerçek nur, gerçek ışık.
Pakize (f): Çok temiz, hoş ve güzel saf, iyi, lekesiz.
Pendiye (f): Öğüt veren.
Peren (f): Ülker yıldızı.
Peri (f): Çok güzel, çekici olan.
Peride (f): Uçarak yükselmiş, rengini atmış.
Perihan (f): Peri padişahı.
Perrân (f): Uçan, uçucu.
Perrin (f): Naz, nezaket.
Pınar (t): Kaynak su gözü.
Rahime (a): Müminlere çok acıyan kadın.
Rahşan (f): Parlak, parlayan.
Rana (a): Güzel, hoş görünen.
Ravza (a): Bahçe, yeşilliği bol olan, çiçekli bahçe.
Rayiha (a): Koku, güzel koku.
Remide (f): Ürkmüş, korkmuş, ürkek, korkak.
Rengin (f): Renkli, boyalı, güzel.
Reside (f): Erimiş, yetişmiş, olgunlaşmış.
Reyhan (a): Rızık, merhamet, güzel koku. Fesleğen.
Rezzân (a): Ağır başlı, vakarlı.
Rikkat (a): İncelik, naziklik.
Rugeş (f): Canlı yüzlü, taze yüzlü.
Ruken (f): Güler yüzlü, müjde veren.
Rukiye (a): Büyüleyen, sihirleyen.
Rumeysa (a): Büyük bir yıldız.
Rüveyda, rüveyde (a): Hoş, ince, nazik, sabırlı. 
Saadet (a): Kurtuluş vesilesi, uğur, kavuşan, mutlu.
Saba (a): Gün doğusundan esen hafif ve serin rüzgar.
Sabahat (a): Latif, yüzü güzel, cemal sahibi.
Sabia (a): Yedinci.
Sâlise (a): Üçüncü.
Saniye (a): İkinci.
Sara (f): Halis, katkısız, saf.
Sare (f): Sıçrayan, atlayan.
Satıa (a): Meydana çıkan, yükselen, nur saçan, parlak.
Sebu (a): Testi, şarap kabı.
Seçil (t): Ayrılan, beğenilen.
Seda (a): Ses.
Sedef (a): Midye ve istiridyenin beyaz kabuğu. Beyaz ve parlak kadın.
Seher (a): Gecenin son altıda biri olan vakit ki, bu zaman yapılan duâlar makbuldür.
Sekine (a):  Gönlü rahat.
Selamet (a): Sağlık, esenlik, kurtuluş, sâkin olma.
Selma (a): Barışçı, itaatlı,  iyi yolda olan.
Selvican: Selvi seven, selvi canlı.
Semâ (a): Gök, gökyüzü.
Semahat (a): Cömert, iyiliksever.
Semra (a): Esmer, kumral renkte olan, esmer güzeli.
Sena (a): Övme, methetme.
Seniha (a): İnci, zînet.
Seniyye (a): Yüksek, yüce.
Serap (a): Işığın yansımasından doğan yanılma.
Serrâ (a): Çok sevinen.
Sevda (f): Aşk, istek, arzu.
Sevde (a): Esmer güzeli. 
Sevim (t): Yakınlık, sempati.
Sevinç (t): Neşe, ferahladı.
Seyhan: Çizgili elbise.
Sezen: Sezgi gücü kuvvetli.
Sibel: Buğday başağı, havadaki yağmur damlası.
Songül(t): Son açan gül.
Suna: Erkek ördek.
Suzan (f): Yakan, yanan.
Süeda (a): Saadetli, kutlu, uğurlu. Saidin çoğulu.
Sükeyne (a): Sessiz, sakin, başlı, vakarlı.
Sülün: Beğenilen, eti lezzetli güzel bir kuş. İnce narin.
Sümeyye (a): Ammar b.Yaser’in annesi. İlk islâm şehidi.
Sündüs (a): Altın ve gümüş telle işlemeli ipek kumaş.
Süveyda (a): Kalbin ortasındaki kara benek.
Şahdane (f): Mutlu, bahtiyar, dindar, temiz yürekli.
Şahika (a): Dağ tepesi, dağ doruğu.
Şahmelek (f): Güzeller güzeli.
Şaziment (a): Özellikleri kimseye benzemeyen.
Şaziye (a): Yay, kavis, incik kemiği.
Şebnem (f): Gece nemi, çiğ, nem, rutubet.
Şehnaz (f): Çok nazlı.
Şehriban (f): Kentin en büyüğü, vali.
Şekayık (a): Gelinlik çiçeği.
Şemsifer (f): Güneş ışığı, ısısı.
Şemsinisa (f): Kadınların güneşi.
Şenay (t): Mutlu geçen ay.
Şengül (t): Neşeli genç kadın, iç açıcı gül.
Şermende (f): Utangaç.
Şermin (f): Utanganç, sıkılgan.
Şermize (f): Küçük insan topluluğu.
Şetaret (a): Şenlik, neşeli olma, sevinç.
Şeybe (a): Beyaz saçlı, yaşlı, saçı ağarmış.
Şeyda (f): Âşık, tutkun. Sevgiden aklını kaybetmiş.
Şeyma (a): Bedeninde ben, alemet olan.
Şirin (f): Tatlı, cana yakın sevimli.
Şivekâr (f): Şiveli, işveli, cilveli.
Şule (a): Alev, ateş alevi, parıltı.
Şükran (a): Teşekkür etme, iyilik bilme, minnettarlık.
Şükufe (f): Çiçek gibi güzel, hoş, çiçek, tomurcuk.
Tıflıgül (a): Gonca gül.
Tiraje (f): Gök kuşağı.
Tuba (a) Cennet ağacı.
Tülay (t): İncelikle, düşle ilgili.
Tülin: Ayna.
Türkan: Padişaha saltanatta ortaklık eden eşi.
Ulya (a): Pek yüce.
Ülfet (a): Alışıklık, dostluk, yakınlık duyma.
Ülkü (t): İdeal, mefkure, yüce dilek.
Ümeyme (a): Küçük anne.
Ümmi (a): Annem.
Ümmügülsüm (a): Gülsümün annesi.
Ümmühan (a): Padişahın annesi, hükümdarın annesi.
Vecahet (a): Güzel yüzlü, gösterişli, itibarlı, şerefli.
Vedia (a): Emanet.
Vedide (a): Dost, sevgili. Sevgisi çok olan, aşırı seven.
Vesamet (a): Güzel olan.
Vesile (a): Yol, vasıta, bahane, sebep, fırsat, yaklaşma.
Vildan (a): Yeni doğmuş çoçuk.
Vuslat (a): Dostuna, sevdiğine kavuşma.
Yadigar (f): Dost hatırası.
Yaprak: Bitkinin düz ve yeşil kısmı.
Yarıdil (f): Gönül dostu, içten arkadaş.
Yasemin (f): Bir süs bitkisi.
Yelda (f): Uzun ve siyah.
Yeldem: Çabuk, çevik.
Yeşim (a): Sert ve kıymetli yeşil taş.
Yeter (t): Kâfi, yeterli.
Zehra (a): Yüzü beyaz ve parlak, nurani yüzlü.
Zekavet (a): Çabuk anlıyan, tez kavrıyan.
Zelîha (a): Hızlı yürüyen, emsalini geçen.
Zerafet (a): Kibarlı, incelik, zariflik.
Zerengül (f): Altın gibi gül.
Zerişte (f): Altın tel, sırma.
Zerrin (f): Altına benziyen, altın gibi parlak ve kıymetli.
Zeyneb (a): Görünüşü ve kokusu güzel, olgun ve dolgun.
Ziba (f): Süslü, bezekli. yaşıkışkıl güzel.
Zinnur (a): Nur sahibi, nurlu, ışıklı, parlak, bahtiyar.
Zişan (a): Şanlı, ünlü, çok tanınmış.
Zuhal (a): Sessiz, bir yıldız adı
Zübeyde (a): En seçkin, öz, hülasa, cevher.
Zühre (a): Çiçek açan, çoban yıldızı.
Zülal (a): Saf, halis, hafif, soğuk, tatlı, güzel, berrak.
Züleyha (a): Hızlı yürüyen, yolda emsalini geçen.
Zülfibar (f): Dağılmış, yayılmış saç.
Zülfiyar (f): Sevgilinin saçı.
Zümrüt (a): Yeşil renkte, cam parlaklığında bir süs taşı.
Devamını Oku

Erkek isimleri ve anlamları

Erkek isimleri, popüler erkek isimleri, çağdaş modern erkek isimleri, en güzel erkek bebek isimleri gibi arama sonucunda bu sayfayı görüntüleyebilirsiniz. Listemizde olmayan ve olmasını istediğiniz erkek isimlerini aşağıdaki yorum alanına yazarak önerebilir ve eklememizi isteyebilirsiniz.

Abbas (a): Keskin bakışlı, sert bakan, arslan, gazanfer.
Abdülalî: Alî’nin kulu.
Alî, Esmâ-i hüsnâdan, yüceler yücesi.
Abdülalîm: Alîm’in kulu.
Alîm, Esmâ-i hüsnâdan, gizli açık, geçmiş ve gelecek her şeyi ezelî ve ebedî ilmi ile çok iyi bilen.
Abdülazîm: Azîm’in kulu.
Azîm, Esmâ-i hüsnâdan, büyüklükte benzersiz.
Abdülazîz: Azîz’in kulu.
Azîz, Esmâ-i hüsnâdan, mağlup edilemeyen,hep galip olan
Abdülbâkî: Bâkî’nin kulu.
Bâkî, Esmâ-i hüsnâdan, varlığı ebedî olan.
Abdülbâri: Bâri’nin kulu.
Bârî, Esmâ-i hüsnâdan, herşeyi kusursuz en güzel yaratan.
Abdülcebbâr: Cebbâr’ın kulu.
Cebbâr, Esmâ-i hüsnâdan, dilediğini yapan ve dilediğini yaptırmaya gücü yeten, kuvvet ve kudret sahibi olan.
Abdülcelîl: Celîl’in kulu.
Celîl, Esmâ-i hüsnâdan, celâl ve azamet sahibi.
Abdülehad: Ehad’ın kulu.
Ehad, yegâne tek olan, varlığının evveli olmayan Rabbimiz.
Abdülfettâh: Fettâh’ın kulu.
Fettâh, Esmâ-i hüsnâdan, her türlü sıkıntıları gideren zorlukları çözen ve kolaylaştıran.
Abdülgaffâr: Gaffâr’ın kulu.
Gaffâr, Esmâ-i hüsnâdan, günahları affeden, affı pek çok olan.
Abdülgafûr: Gafûr’un kulu.
Gafûr, Esmâ-i hüsnâdan, acıması, affı çok olan.
Abdülganî: Ganî’nin kulu.
Ganî, Esmâ-i hüsnâdan, ihtiyaçsız, sonsuz zengin.
Abdülhâdî: Hâdî’nin kulu.
Hâdî, Esmâ-i hüsnâdan, irşad eden, hidayet veren.
Abdülhak: Hakk’ın kulu.
Hak, Esmâ-i hüsnâdan, varlığı hiç değişmeyen, hakkı ortaya çıkaran.
Abdülhakîm: Hakîm’in kulu.
Hakîm, Esmâ-i hüsnâdan, her şeyi hikmetle yaratan.
Abdülhâlık: Hâlık’ın kulu.
Hâlık, Esmâ-i hüsnâdan, yaratan, yoktan var eden.
Abdülhalîm: Halîm’in kulu.
Halîm, Esmâ-i hüsnâdan, ceza vermekte ve intikam almakta, kudreti olduğu hâlde acele etmeyen, hilm sahibi.
Abdülhamîd: Hamîd’in kulu.
Hamîd, Esmâ-i hüsnâdan, her türlü hamd ve senaya lâyık olan, övülen.
Abdülhay: Hayy’in kulu.
Hay, Esmâ-i hüsnâdan, Ezelî ve ebedî bir hayat ile diri.
Abdülkâdir: Kâdir’in kulu.
Kâdir, Esmâ-i hüsnâdan, herşeye gücü yeten.
Abdülkerîm: Kerîm’in kulu.
Kerîm, Esmâ-i hüsnâdan, keremi bol, karşılıksız veren.
Abdülkuddûs: Kuddûs’un kulu.
Kuddûs, Esmâ-i hüsnâdan, her eksiklikten uzak.
Abdullah: Allah’ın kulu.
Allah, Esmâ-i hüsnâdan her ismin vasfını ihtiva eden zatının adı.
Abdüllatîf: Latîf’in kulu.
Latîf, Esmâ-i hüsnâdan, lütfeden, her şeye vâkıf.
Abdülmâcid: Mâcid’in kulu.
Mâcid, Esmâ-i hüsnâdan, keremi ihsanı bol.
Abdülmecîd: Mecid’in kulu.
Mecîd, Esmâ-i hüsnâdan, zatı şerefli ihsanı sonsuz.
Abdülmelik: Melik’in kulu.
Melik, Esmâ-i hüsnâdan, hükümdar, kâinâtın sâhibi.
Abdülmennân: Mennân’ın kulu.
Mennân, ihsânı bol olan Rabbimiz.
Abdülmuhyî: Muhyî’nin kulu.
Muhyî, Esmâ-i hüsnâdan, ihyâ eden, dirilten.
Abdülmü’min: Mü’min’in kulu.
Mü’min, Esmâ-i hüsnâdan, iman nurunu veren.
Abdülvâhid: Vâhid’in kulu.
Vâhid, Esmâ-i hüsnâdan, tek ve eşsiz olan, zatında, sıfatlarında, işlerinde ortağı ve benzeri, dengi bulunmayan.
Abdülvâsi: Vâsi’nin kulu.
Vâsi, Esmâ-i hüsnâdan, ilmi ile her şeyi ihata eden.
Abdülvehhâb: Vehhâb’ın kulu.
Vehhâb, Esmâ-i hüsnâdan, karşılıksız nimet veren.
Abdünnâfi: Nâfi’nin kulu.
Nâfi, Esmâ-i hüsnâdan, menfaat verici şeyler yaratan.
Abdünnâsır: Nâsır’ın kulu.
Nâsır, yardım eden, yardım edenlerin en hayırlısı olan Rabbimiz.
Abdürrahîm: Rahîm’in kulu.
Rahîm, Esmâ-i hüsnâdan, ahirette sadece müminlere rahmet edecek olan.
Abdürrahmân: Rahmân’ın kulu.
Rahmân, Esmâ-i hüsnâdan, dünyada dost düşman, mümin kâfir, fark gözetmeden her mahlûka acıyan ve ihsan eden.
Abdürraûf: Raûf’un kulu.
Raûf, Esmâ-i hüsnâdan, çok acıyan, şefkatli.
Abdürreşîd: Reşîd’in kulu.
Reşîd, Esmâ-i hüsnâdan, irşada muhtaç olmayan.
Abdürrezzak: Rezzak’ın kulu.
Razzak, Esmâ-i hüsnâdan, her varlığın rızkını veren.
Abdüssamed: Samed’in kulu.
Samed, Esmâ-i hüsnâdan, hiçbir şeye ihtiyacı olmayan, herkesin muhtaç olduğu merci.
Abdüsselâm: Selâm’ın kulu.
Selâm, Esmâ-i hüsnâdan, zevalsiz, kederlerden salim olan, tehlikelerden kullarını selâmete çıkaran, cennetteki bahtiyar kullarına selâm eden.
Âbidin (a): İbadet edenler, kulluk yapanlar.
Adnan (a): Üstün insan.
Affan (a): Çirkin şeylerden kaçınan, iffetli, namuslu.
Âgah (f): Bilgili, basiretli, haberdar, uyanık.
Âhi (a): Arkadaş, dost, cömert, yiğit.
Ahmed (a): Çok övülmüş, beğenilmiş.
Ahmer (a): Çok kırmızı, kıpkırmızı.
Alâeddîn (a): Dinde yüce, şerefli, büyük olan.
Âlemşah (f): Cihanın padişahı, âlemin hükümdarı.
Alican (f): Cana yakın, kanı sıcak içtenlikli, candan.
Âlişah (f): Padişahlığı büyük olan hükümdar.
Âlişan (f): Şan ve şerefi yüce olan, namı yüksek.
Alişir (f): Arslan Ali.
Alkame (a): Acılık, acı tat, acı hıyar.
Alpaslan: Korkusuz, yiğit, güçlü, kuvvetli.
Alper: Cesur asker, yiğit asker.
Alperen: Hem din adamı hem komutan olan yiğit.
Altemur: Demirin korlaşmış kırmızı hâli.
Âmir (a): İmâr eden, emreden, komutan.
Ammâr (a): Mamûr eden, bir yeri bakımlı hâle getiren.
Amr (a): Uzun müddet yaşamak, uzun ömürlü olmak.
Arslan (a): Güçlülük sembolü yiğit, cesur.
Aşkın: Aşmış, ileri, üstün, çok ziyade, fâik, seçkin.
Ata: Baba, dede, yaşlı ve tercübeli, bilgili adam.
Atacan: Babacan hoşgürülü.
Atahan: Han soyundan gelen.
Atakan: Ata kanından gelen.
Atalay: Tanınmış, ünü yaygın.
Atâullah (a): Allahın hediyesi, bahşişi, ihsanı, lütfu.
Attâr (a): Güzel koku satan, miskçi.
Avşar: Çevik, ava meraklı.
Ayhan: Işıklı hükümdar.
Aykan: Kanı parlak ve canlı.
Aykut: Armağan, mükâfat, ödül.
Aytekin: Ay gibi tek ve biricik olan, çok değerli.
Aytuna: Parlak suları olan tuna.
Aytimur: Ay gibi parlak demir.
Ayvaz: Eskiden konaklarda ayak işlerini gören uşak.
Babacan: Cana yakın, güvenilir, kalender, olgun, anlayışlı.
Baha (a): Değer, kıymet, fiyat, güzellik, zariflik, üstünlük.
Bahadır (f): Yiğit, cesur, kahraman, çengaver, dilaver.
Behâeddîn (a): Dinin değerlisi, üstünü, kıymetlisi.
Behaullah (a): Allah katında değerli ve kıymetli olan.
Bala: Çocuk, yavru, küçük.
Bârân (f): Yağmur.
Barbaros: Kırmızı sakallı.
Barış: Sulh, kırgınlıkların uzlaşması.
Battal (a): Kahraman, cesur, çok büyük.
Batu: Güçlü, kudretli.
Bayhan: Zengin han.
Bayram: Sevinç ve eğlence günü.
Bedir (a): Dolunay, ayın on dördü. Ayın ondördü gibi güzel.
Bedirhan: Padişahın en iyisi, en güzel ve sevimlisi.
Bedreddin (a): Dinin sevimli zatı.
Behcet (a): Sevinçli, güler yüzlü, şirin.
Behlül (a): Çok gülen, hayır sahibi, cömert.
Behnan (f): İyi huylu, güler yüzlü, güleç, herkesçe sevilen.
Behram (f): Merih yıldızı.
Behzat (f): Soyu güzel, doğuştan asil.
Bekir (a): Herşeyin evveli, ilk çocuk. Genç, taze.
Bektaş: Akran, eş, benzer.
Berkan: Şakıma, parıldama.
Berkem: Tahkim edilmiş [sağlamlaştırılmış] kale.
Berkin: Güçlü, sağlam.
Bertan (f): Şafak yemişi.
Beyhan: Padişahların beyi, hükümdarların üstünü.
Beşer (a): İnsan.
Beşir (a): Müjdeleyen, iyi haber getiren.
Bîcan (f): Cansız, ruhsuz, fedâî.
Bilal (a): Su, ıslaklık, ıslatan.
Bilgehan: Derin bilgi sahibi hakan.
Bişr (a): Güler yüzlü.
Buğra: Erkek deve, hindi, aslan.
Burak: Peygamber efendimizin Mirâcda bindiği at.
Burhan (a): Delil, sağlam delil, hakkı bâtıldan, doğruyu eğriden ayıran.
Burhaneddin (a): Dinin delili, hak yolu gösteren kimse.
Bülent (f): Yüksek, yüce, uzun.
Bünyamin: Hz. Yusufun öz kardeşi.
Cafer (a): Çay, dere, küçük akarsu.
Câbir (a): Cebreden, gâlip gelen, sağlam olan.
Can (f): Ruh. Aziz, sevgili. Gönül. Hayat. Kuvvet, kudret.
Candar (f): Silahlı asker.
Caner: Can dostu.
Cânib (a): Yan, taraf, yön.
Cârullah (a): Allaha yakın olan, Allah dostu.
Celâl (a): Azâmet, şeref, kemâl ve ikrâm sâhibi.
Celâleddin (a): Dinin azametlisi, ulusu, büyüğü.
Çelebi: Efendi, görgülü ve ince insan.
Cem (f): Hükümdâr, şah.
Cemal (a): Yüz güzelliği. Çirkinliği gideren, vekar sahibi olan ve Allahü teâlâya şükretmek için Onun nimetini gösteren, çirkinliğe, başkalarının iğrenmelerine hakaret etmelerine sebep olacak şeyleri yapmayan, yok eden.
Cemaleddin (a): Dinin güzeli, dinin cemali.
Cemali (a): Yüzü güzel olan, güzellik sahibi.
Cenab (a): Büyük, şerefli
Cerrah (a): Yaralayan, ameliyat yapan, operatör doktor.
Cevat (a): Çok cömert, eli açık, çok çok ihsan eden.
Cevdet (a): Güzel, kusursuz, cömert, büyük, olgun.
Cevheri (a): Cevher sahibi.
Cezmi (a): Azimli, kararlı.
Cezzar (a): Kasap, can yakıcı, zâlim, gaddar.
Cihad (a): Din uğrunda düşmanla savaşan.
Cihandar (f): Cihana hâkim olan hükümdar.
Cihangir (f): Cihanın büyük bir bölümünü ele geçiren.
Civan (f): Genç, taze, delikanlı.
Cihanşah (f): Dünyanın padişahı, cihanın hükümdarı.
Cumhur (a): Halk topluluğu.
Cübeyr (a): Küçük kahraman, küçük yiğit.
Cüneyt (a): Küçük asker, askercik.
Dâhî (a): Üstün zekalı, son derece zeki, anlayışlı.
Dâî (a): Duâ eden, duâcı, davet eden, hak dine çağıran.
Dânâ (f): Çok bilen, bilgili.
Dâniş (f): Bilgi, bilme, biliş, ilim.
Dânişmend (f): Bilgili, âlim.
Dâver (f): Doğru ve insaflı olan, âdil hükümdar.
Derviş (f): Allah için alçak gönüllüğü kabul eden.
Dilhan (f): İçten, gönülden söyleyen.
Dilaver (f): Yiğit, yürekli, erkek.
Doğan: Atılgan ve yiğit.
Durmuş: Son olması istenilen çocuklara verilen ad.
Dülger: Kapılanların kaba ağaç ve tahta işlerini yapan kimse, marangoz.
Ecehan: Hanların başı, hükümdarların reisi.
Ecmel (a): En güzel, en yakışıklı.
Ecvet (a): En cömert, varını yoğunu dağıtan. En iyi olan.
Edhem (a): Kara donlu ve yağız at.
Efe: Batı anadolu yiğidi, kahraman, zeybeklere denir.
Efendi: Terbiyeli, kibar, anlayışlı.
Efken (f): Atıcı, yıkıcı.
Eflah (a): Tamamıyle kurtulan, en çok talihe kavuşan.
Eflatun (a): Açık mor. Leylak ile erguvan arası bir reng.
Egemen: Hâkim.
Ekmel (a): En olgun, en kâmil, kusursuz, mükemmel.
Ekrem (a): Çok cömert, çok eli açık, iyiliksever, keremi lütfu çok olan, şeref sahibi.
Elvan (a): Renkli, renk renk.
Emced (a): Çok şerefli, pek onurlu ve haysiyet sâhibi.
Emîr (a): Bir kavmin, şehrin başı, reîsi.
Emre: Aşık, dost, büyük erkek kardeş. Beylerbeyi.
Enbiya (a): Nebi.
Enes (a): İnsan.
Engin: Çok geniş, uçsuz bucaksız, açık deniz, umman.
Enver (a): Çok nurlu, çok ışıklı, çok parlak, en güzel.
Ercan: Er canlı, korkusuz, yiğit.
Ercümend (f): Muhterem, şerefli, itibarlı, haysiyetli.
Erdal: Erken yeşeren dal, bir ağacın en kalın dalı.
Erdem: Fazilet. İyilik etmede, kötülükten çekinmede kararlı.
Erdoğan: Doğuştan yiğit.
Ergun: Sert başlı, oynak ve hızlı giden at, terbiye görmemiş kısrak.
Erhan: Yiğit hakan, kahraman hükümdar.
Erkam (a): Rakamlar, isimler.
Erkan (a): Esaslar, direkler, reisler.
Erkin: Bağımsız hareket eden.
Erman: Arzusu, isteği olan.
Erol: Sözünde duran er.
Ersin: İsteğine kavuşsun, muradına ersin.
Ertan: Erken, gün doğma zamanı.
Ertuğrul: Temiz, yürekli, doğru insan.
Erva (a): Çok güzel, son derece cesur ve yiğit.
Esat (a): Çok uğurlu ve mutlu.
Esed (a): Arslan, gazanfer, cesur, kahraman.
Esved (a): Siyah,  esmer.
Etem (a): Kusursuz, noksansız.
Evliya (a): Keramet sahibi, ermiş.
Evran: Baht, büyük yılan. Ölçülü, endamlı, yakışıklı.
Ezgi: Nağme, makam, hava.
Ezrak (a): Mavi, gök renkli. Su gibi saf ve temiz olan.
Eşfak (a): En çok şefkatli olan.
Eşref (a): En çok şerefli, itibarı en çok yüksek olan.
Fazlı (a): İyilik, fazilet, erdem, lütuf.
Fahreddin (a): Dinin büyüğü, dinde övülmeye layık.
Fâlih (a): İsteğine kavuşan, başaran. Çiftçi.
Fâris (a): Yiğit, mert, binici, at yetiştiricisi.
Faruk (a): Hak ile batılı ayıran, bu işte mahir olan.
Fasih (a): Güzel, düzgün ve açık konuşan, iyi söz söyleme kabiliyetinde olan.
Fatih (a): Fetheden, zapteden, aşan.
Fatin (a): Zeki, anlayışlı.
Faysal (a): Kesin hüküm ve karar sahibi. Keskin kılıç.
Fazlullah (a): Allahü teâlânın lütfu, fazlı. Üstün ve değerli
Feda (a): Kurban olma, gözden çıkarma.
Fedai (a): Canını esirgemiyen, can vermeye hazır.
Feramuz: Şanlı, şerefli, ün kazanmış.
Feramuş (f): Unutma, hatırdan çıkma, unutulan.
Ferhan (a): Sevinçli, neşeli, ferahlı, şen, memnun.
Ferhat (f): Sevinç, neşe sahibi, gâlib, üstün.
Feridüddin (a): Dinin en üstün, din bakımından eşsiz ve benzersiz olan.
Feridun (f): Tek, eşi ve benzeri olmıyan, kıymetli cevher.
Ferman (f): Emir. Padişahların tarafından verilen emir.
Ferruh (f): Uğurlu, kutlu, mübarek, yüzü nurlu, aydınlık.
Fethullah (a): Allahın fethi müyesser kıldığı.
Fettah (a): Fetheden, her türlü müşkülleri kolaylaştıran.
Feyyâz (a): Feyz, bereket ve bolluk veren.
Feyzullah (a): Allahü teâlânın feyzi.
Fuat (a): Kalp, yürek, gönül.
Fudayl (a): Faziletli, erdemli.
Furkan (a): Vahiy, iyi ile kötü, doğru ile yanlış arasındaki farkı gösteren şey.
Fuzuli (a): Fazla, anlamsız, yersiz, fazîletli.
Gazanfer (a): İri arslan, korkusuz insan, yiğit, cesur, yürekli, kahraman.
Gazi (a): Gaza eden, savaştan sağ ve muzaffer dönen, din uğrunda savaşan.
Gevheri (f): Elmas gibi, pırlanta gibi temiz insan, asaletli, değerli, kuyumcu.
Gıyas (a): Yardım, yardım eden, bir şeyin aslına ulaşma.
Gıyaseddin (a): Dinin yardımcısı, dinin yayılmasına yardımı dokunun zat.
Giray: Kırım hanı. Müstehak, layık.
Gizay: Gizli olan.
Gökdal: Yeşil dal.
Göker: Havacı.
Gökmen: Mavi gözlü, sarışın.
Gökmete: Mavi gözlü mete.
Gülbay: Gösterişli gül.
Gürbüz: Toplu, güçlü dinç erkek. Gösterişli delikanlı.
Gürhan: Hanlar topluluğu.
Gürkan: Delikanlı.
Habbab (a): Seven, sevgili, dost.
Habil: Yumuşak ve temiz huylu. [Hz. Ademin oğlu.]
Hacib (a): Kapıcı, kapıcı başı.
Hacı (a): Hacca giden, kâbeyi ziyaret eden.
Hafi (a): Güleryüzlü, çok ikramcı, gizli.
Hafid (a): Torun.
Hakan: Türk hükümdarı.
Hakem (a): Hüküm veren, haklı ve haksızın ayrılmasında aracılık eden.
Hâkî (a): Hikâye eden, anlatan.
Hakkı (a): Doğru olan, irfan sahibi, insaflı.
Haldun (a): Devamlı, sürekli, yaşlanıp ihtiyarlamayan.
Hâlet (a): Durum, takdir.
Halîfe (a): Birinin yerine geçen kimse.
Halil (a): Dost, sevgili, samimi dost, içten arkadaş.
Haluk (a): İyi ve güzel huylu, geçim ehli, İslama yakışır.
Hamdullah (a): Allahü teâlâya hamdeden.
Hamza (a): Arslan, heybetli, azametli.
Han: Devlet reisi, hakan veya hakana bağlı hükümdar.
Hanefi (a): İstikamet üzere olan, Hanefi mezhebinden.
Hani (a): Yumuşaklık ve vekar sahibi.
Hasan (a): Güzel, iyi, hoş.
Haseki (a): Hükümdarların hizmetlerine tahsis edilen.
Hasibi (a): Cömert, hayırhah.
Hasin (a): Kuvvetli, metin, sağlam, muhafaza eden.
Hassan (a): Çok çok güzel, iyiliği hoşgörülüğü çok olan.
Hâtem (a): Mühür, üstü mühürlü yüzük, son, en son.
Hattâb (a): Çok güzel söz söyleyen, en güzel konuşan, vaz ve nasihatı berecen. Oduncu.
Hatip (a): Hitabeden, güzel söz söyleyen.
Hayali (a): Hayal eden, gerçeklerden uzak olan.
Haydar (a): Arslan. Cesur, yiğit, kahraman.
Hayrani (a): Hayran olan.
Hayreddin (a): Dinin hayırlısı.
Hazım (a): ihtiyatlı, basiretli, gözü açık, hazımlı.
Haşim (a): Ezen, parçalayan. Hürmet ve ikram eden.
Haşmeddin (a): Dinin büyüğü, heybetlisi, dinin haşmeti.
Haşmet (a): Heybet ve ihtişam sahibi. Tevazu gösteren.
Hızır (a): Yeşil. Hıdır da denir.
Hicabi (a): Mahcup, utangaç, hâyâlı, edepli, terbiyeli, perdeli, nâmuslu, iffetli.
Hilmi (a): Yumuşak huylu, sabırlı, vakarlı, sakin.
Himmet (a): Lütûf, gayret. Bütün kuvvetiyle mukaddes değerlere bağlanan. Bir evliyânın, tasarrufu ile birisini koruması, yardım etmesi.
Hişam (a): Hayâ eden, utanan.
Hud (a): Büyük, çok hürmet eden.
Hulusi (a): Halis, saf, samimi, candan, içi temiz.
Hurşid (f): Güneş, afitab, hûr, mihr, şemse.
Huzeyfe (a): Küçük testici, çömlekçi çırağı.
Hüccet (a): Senet, vesîka, delîl.
Hüdâvendigâr (f): Hükümdâr, sultan, âmir, hâkim.
Hüdaverdi (f): Allahın hediyesi.
Hüdayi (f): Hüdânın kulu.
Hümayun (f): Mübarek, mutlu, padişaha olan.
Hüsameddin (a): Dinin keskin kılıcı.
Hüseyin (a): Küçük güzel, küçük sevgili.
Hüsrev (f): Padişah, hükümdar, sultan.
İhsan (a): Hakkından fazlasını veren.
İhvan (a): Sadık, samimi, candan dostlar.
İkrime (a): Kerem sahibi, cömertlik yapan.
İlhami (a): İlham sâhibi, kalbine ilahi düşünce doğan.
İlhan:Hükümdar, hakan.
İlker: İlk erkek çocuk.
İmadeddin (a): Din direği, devleti ayakta tutan.
İmam (a): Nümune, rehber, önder, başkan.
İmdat (a): Yardım.
İnayetullah (a): Allahın lütfu, ihsanı.
İshak (İb): İbranice gülen, neşelenen.
İskender (a): Doğuya ve batıya hakim olduğu için Zülkarneyn denilen zat.
İslâm (a): Müslümanlık, Hakka teslimiyet, itaat ve inkıyat, birbirinin iyiliğini isteme.
İsmâil (İb): Allahü teâlâya çok ibâdet eden.
İzzet (a): Değer, şeref, kudret, hürmet ve ikram sahibi.
İşcan: İş yapmayı seven, çalışkan kimse.
Kaan: Kağan. Hanların hanı, şahinşah.
Kabil (a): Kabul eden, istidatlı, önde ve ileride olan.
Kadem (a): Ayak, adım.
Kâdir (a): Tükenmez güç ve kudret sahibi.
Kadı (a): Hüküm, karar ve hakimlik.
Kahraman (f): Yiğit, cesur, bahadır.
Kaid (a): Rehber, kumandan, reis.
Kalender (f): Dünyadan el etek çekip boş dolaşan derviş.
Kamran (f): İsteğine kavuşmuş, mutlu, bahtiyar.
Kasım (a): Taksim eden, bölen, dağıtan, bahşeden.
Kays (a): Sıkıntı, kıtlık, mağrur tavır.
Kâzım (a): Öfkesini, gazâbını Allah rızası için yenen.
Kemal (a): Olgunluk, bilgi ve fazilet sahibi.
Kemaleddin (a): Dinin olgun kişisi.
Kerameddin (a): Dinin kerameti.
Keramet (a): Kerem, ihsan, evliyada görülen harika.
Kerami (a): Soylu, şerefli.
Kerem (a): Asalet, izzet ve şeref sahibi. Cömert, eli açık.
Keremşah (f): Çok cömert, çok eli açık, çok suylu.
Keşşaf (a): Keşfeden, sırları çözen, gizlileri açığa çakıran.
Kılıç: İki yüzü keskin eski bir silâh.
Kıymet (a): Değer, baha, bedel, onur, itibar, makbul oluş.
Kiram (a): Soyu temiz olanlar, şerefli ve cömert olanlar.
Korkut: Büyük dolu tanesi.
Kuddusi (a): Mukaddes, ulvi, pak.
Kutman: Hayırlı.
Kutbuddin (a): Dinin kutbu, dinin ulusu.
Lala: Çocuğun eğitimiyle görevlendirilen bakıcı.
Levent (f): Boylu boslu, yakışıklı, çevik, sıhhatli, yiğit.
Levni (a): Renkli, boyalı.
Mahdum (a): Hizmet edilen, evlat.
Mahmud (a): Övülmüş, medhedilmiş, sena edilmiş.
Mahmur (a): Sarhoş, uykulu, baygın gözlü.
Murat (a): İstek, arzu, maksat. Seçilmiş kimse
Mazhar (a): Nail olan, şereflenen, bir iyiliğe kavuşan.
Memun (a): Korkusuz, tehlikesiz, sağlam, emin.
Mecdeddin (a): Dinin büyüğü.
Mecnun (a): Deli, divâne, delice seven.
Medeni (a): Kentli, şehirli, görgülü.
Mert (f): Sözünün eri, yiğit, bahadır.
Mestan (f): Mest olmuş, bayılmış..
Metin (a): Sağlam, dayanıklı.
Mevlânâ (a): Efendimiz, sâhibimiz.
Mir (f): Amir, kumandan, bey, vali, hükümdar.
Miraç (a): Merdiven, yükselen, yükseklere çıkan kimse.
Mirkelam: Kibar konuşan, hoş sohbet, sohbet adamı.
Mirza (f): Hükümdar soyundan gelen, beyzade.
Mithat (a): Medhetme, övme.
Muammer (a): Uzun ömürlü, ömür süren, yaşayan, talihli.
Muaz (a): Sığınan, korunan, sarılan.
Muhammed (a): Yerde ve gökte çok övülen, Allahü teâlânın ve büyük varlıkların medhine mazhar olan. Cenâb-ı Hakkın habîbi, gelmiş ve gelecek bütün varılkların, her bakımından en üstünü, âlemlere rahmet olarak gönderilen iki cihânın efendisi son peygamber.
Muharrem (a): Haram kılınmış, dinen yasak edilmiş.
Muhibbüddin (a): Dini seven, dindar.
Muhtar (a): Seçilmiş, seçkin.
Muhterem (a): Saygıdeğer, sayın, kıymetli, şerefli.
Muhteşem (a): Görkemli, göz kamaştıracak büyüklükte, güzellikte olan.
Muhyiddin (a): Dini ihya canlandıran.
Muktedi (a): İktida eden, tâbi olan, uyan.
Muktedir (a): iktidarlı, gücü yeten.
Muktefi (a): İktifa eden, izinden takib eden, örnek tutan, birine uyan.
Murat (a):Arzu, istek, istenilen.
Murtaza (a): Razı olunan, beğenilen, seçkin.
Mus’ab (a): Güçlü, dayanıklı, zorlu.
Muslih (a): Islah eden, düzelten.
Mustafa (a): Saf hale getirilmiş, süzülmüş, güzide.
Mutahhar (a): Temizlenmiş, mübarek.
Mutasım (a): Günahtan çekinen, eliyle tutan, yapışan.
Muteber (a): Kadri bilinen, kıymeti takdir edilen.
Mutemed (a): Kendisine itimat edilen, güvenilen.
Mutlu: Halinden, memnun, mesut, bahtiyar.
Muttalib (a): Taleb eden, isteyen.
Mübarek (a): Bereketli, feyizli, kutlu, uğurlu, hayırlı, mutlu, beğenilen, anlamına.
Mübeşşir (a): Müjdeci, hayırlı haber verip sevindiren.
Mücteba (a): Seçilmiş, seçkin, kıymetli.
Müjdat (f): İyi haber, müjdeli haber.
Mükerrem (a): Şerefli, muhterem, hürmete erişmiş.
Mülayim (a): Yumuşak huyl, medenice hareket eden.
Mümtaz (a): İmtiyazlı, üstün tutulmuş, seçkin, seçilmiş.
Müren: Akarsu, nehir, ırmak.
Mürsel (a): Gönderilmiş, yollanmış, nebi.
Müşir (a): İşaret eden, yol gösteren, mareşal.
Müzdad (a): Artmış, çoğalmış, uzun.
Nabi (a): Haberci, haber veren.
Nasreddin (a): Dine yardım eden.
Nasrullah (a): Allahü teâlânın yardımı.
Nebi (a): Haberci, haber getiren, peygamber.
Necat (a): Kurtuluş, selamet.
Necati (a): Kurtulan, selâmete eren.
Neccar (a): Dülger, marangoz, doğramacı.
Necdet (a): Kahraman, yiğit, efe.
Necih (a): Başarılı, galip, muzaffer.
Necmeddin (a): Dinin yıldızı.
Nefi (a): Kazançlı, kârlı.
Nejat (f): Soy nesil, nesep, tabiat.
Nesim (a): Hoş ve mülayim.
Neşat (a): Sevinç, neşe, keyif.
Neşet (a) Yetişen, ileri gelen, doğan.
Nevfel (a): Deniz, derya.
Nevzat (f): Yeni doğmuş çocuk.
Nihat (f): Tabiat, huy, yaratılış, bünye, karetker.
Nijad (f): Soy.
Nimetullah (a): Allahın lutfu, ihsanı.
Niyazi (f): Yalvaran, yakaran, niyaz eden, dua eden.
Nizam (a): Düzen, usul, tertip, yol, kaide, sıra, dizi.
Nizameddin (a): Dinin nizamı, düzeni.
Nuaym (a): Hayat güzelliği, refah.
Nûh (a): Rahat, ağlayan, inleyen.
Numan (a): Refah, konfor.
Nureddin (a): Dinin nuru.
Nurullah (a): Allahın nûru.
Nusret (a): Yardım, başarı, üstünlük, zafer, galebe, fetih.
Nüzhet (a): Neşe, sevinç, eğelence, temizlik, ferahlık.
Oğuz: Doğru, sağlam, güçlü, genç.
Oğuzhan: Oğuzların hükümdarı.
Okan: Anlayışlı, kavrayışlı.
Oktay: Hiddetli, kızgın, sinirli.
Onur (t): Şeref, izzetinefs.
Orhan: Şehrin hakimi.
Osman (a): Peygamberimizin damadı, 3. halifenin adı.
Ozan: Halk şairi, geveze.
Ömer (a): Diri, canlı, yaşayan hayat süren. İkinci halife.
Önder: Lider, şef, reis.
Özer (t): Özü er, yiğit.
Özhan (t): Padişah soyundan gelen.
Özkan (t): Temiz kanlı, soylu kandan olan.
Pertev (f): Parlak, ışık.
Peyami (f): Haberci.
Poyraz: Kuzey doğudan esen soğuk, yel.
Raci (a): Rica eden, yalvaran, ümitli, dileyen.
Racih (a): Tercih edilen.
Rafet (a): Merhamet etme, acıma, esirgeme.
Ramazan (a): Çok sıcak olan, yakan, günahları yakan.
Ramiz (a): İşaret koyan, işaretle konuşan.
Rauf (a): Pek esirgeyen, çok merhamet eden.
Recai (a): Rica eden, dua eden, Allahü teâlâya yalvaran.
Recep (a): Mübârek, muazzam, muhterem; kıymetli. 
Refiuddin (a): Dinin yükseği.
Reha (f): Kurtuluş, halas.
Reis (f): Baş, başkan.
Resül (a): Yeni bir kitap ile gönderilen peygamber, elçi.
Reşat (a): Hak yolunda yürüme, doğru yol.
Reşid (a): akıllı, iyi ve olgun.
Rifat (a): Yükseklik, yücelik, büyük rütbe.
Rüçhan (a): Üstünlük, üstün olma.
Rükneddin (a): Dinin temel direği.
Rıdvan (a): Razı, memnun. Cennetin kapısındaki melek.
Rızâ (a): Kadere râzı olan. Tasavvufta irâdenin yok edilmesiyle elde edilen makam.
Sadeddin (a): Dinin mübarek kişisi.
Sadreddin (a): Dinin önderi, lideri.
Sadullah (a): Allahü teâlânın saadeti.
Sadun (a): Uğurlu olan, uğur getiren.
Safa (a): Saf, berrak, temiz, kedersiz, gönlü şen.
Saffet (a): Saf, halis, temiz. Hile ve dubaradan uzak olan.
Safiyyuddin (a): Dinde temiz kimse.
Safvan (a): Saf, halis.
Sakıp (a):Tesirli, parlak, delip geçen.
Salahaddin (a): Dine bağlı, dini düzgün.
Sâman (f): Servet sahibi, zengin, rahat, dinç, düzenli.
Sancar (t): Saplar.
Sebati (a): Sabırlı, kararlı.
Sedat (a): Doğru ve haklı olan.
Selam (a): Barış, rahatlık, sonu hayırlı ve iyi çıkma.
Selami (a): Barış, huzur ve selamet sahibi.
Selçuk: Sel gibi akan.
Selman (a): Barışçı, sulhçu.
Serdar (f): Asker başı, kumandan, komutan, reis.
Serhat (f): Sınır boyundaki asker.
Sertaç (f): Başa konan taç.
Server (f): Baş, reis, seyyid, bir topluluğun ileri geleni.
Sevban (a): Elbiseli, giyinmiş, kuşanmış.
Seyfeddin (a): Dinin kılıcı, dinin askeri.
Seyfi (a): Kılıç kuşanmış, asker.
Seyfullah (a): Allahın kılıcı, askeri.
Seyhan (a): Çizgili elbise. Akarsu.
Seymen: Çiftlik bekçisi.
Seyyid (a): Efendi, bey, Hz.Hüseyinin soyundan gelen.
Sezâi (f): Layık, uygun, münasib.
Sezgin: Sezen sezici, duygulu, hassas.
Sinan (a): Mızrak, süngü.
Sirac (a): Lamba, ışık, güneş, ay.
Siraceddin (a): Dinin kandili.
Siyami (a): Oruçlu, kendini kötülüklerden men eden.
Soner: Bir işte son yardımı yapan.Son olması istenen.
Suheyb (a): Arkadaşcık, küçük arkadaş.
Sunullah (a): Allahın kudreti, meydana getirdiği varlığı.
Sühâ: Yıldız adı.
Süreyya (a): Yıldız topluluğu.
Sürûri (a): Sevinçli, neşeli.
Şaban (a): Aralık, fâsıla.
Şabi (a): Cemaat ehli.
Şadan (f): Sevinçli, keyifli, neşeli, bahtiyar.
Şahap (a): Alev, ateş parçası, akan yıldız.
Şahin (f): Kısa ve kanca gagalı kuş.
Şahbaz (f): Bir cins akdoğan.
Şahinalp: Şahin gibi yiğit.
Şahsüvar (f): Usta binici, çok iyi ata binen.
Şâfi: Şefaat eden, şifa veren.
Şecaeddin (a): Dinin kahramanı, dinin yiğidi.
Şehlevent (f): Uzun boylu, yakışıklı genç.
Şekîb (f): Sabırlı, tahammüllü.
Şemseddin (a): Dinin güneşi.
Şemsî (a): Güneş gibi parlıyan.
Şener (t): Neşeli, şen erkek.
Şerafeddin (a): Dinin şereflisi.
Şeref (a): Asil, yüksek, şanlı, şöhretli atalara sahip olmak.
Şevket (a): Büyüklük, kudret ve kuvvetten doğan haşmet.
Şeyban (a): Saçlarına ak düşmüş, ihtiyar, yaşlı.
Şihab (a): Cesur, parlak yıldız, kıvılcım.
Şihabeddin (a): Dinin parlak yaldızı.
Şinasi (f): Tanıyan, tanıyıcı, bilen, anlayan.
Taceddin (a): Dinin tacı.
Taci (a): Tacı olan.
Tahsin (a): Kale gibi sağlamlaştırma. İyilik eden.
Tâib (a): Tevbe eden, pişman olan.
Taki (a): Günahtan kaçınan, dinine bağlı.
Takiyeddin (a): Dinine bağlı, günahtan kaçan.
Talat (a): Yüz, surat, çehre, dindar.
Talha (a): Bir zamk ağacı.
Tamer: Tam erkek.
Taner: Şafak gibi canlı erkek.
Tanju: Çinlilerin Türk imparatorlarına verdikleri isim.
Tarkan: Dağınık, perişan.
Tarık (a): Sabah yıldızı, zühal yıldızı, parlak yıldız.
Tayfun (Çince): Korkunç fırtına, rüzgar.
Tayfur: Uçan, yükselen. Hz. Bayezid-i Bistaminin ünvanı.
Taylan: Uzun boylu.
Tayyar (a): Uçan, uçucu uçma kabiliyeti olan.
Tekin: Uğurlu, hayırlı.
Tekinalp (t): Uğurlu, hayırlı, yiğit.
Temel: Asıl, esas.
Tevfik (a): Uygun getirme, Allahın yardımına kavuşma.
Timur: Demir gibi sağlam.
Timurtaş: Demir ve taş gibi sağlam.
Tufan (a): Afet, felaket, çok şiddetli yağmur.
Tuğrul (t): Gagası ve pençesi güçlü kuş.
Tuğtekin (t): Uğurlu tuğ.
Turan: Cesur atılgan, yiğit.
Turanşah: Cesur Türk hükümdarı.
Turgay: Küçük kuş, sığırcık.
Turgut: Belde, yerleşme merkezi, mesken, konut.
Turgutalp (t): Kahraman turgut.
Turhan (t): Tuğrası olan padişah.
Ubade (a): Kul, köle.
Ubeydullah (a): Kulcağız, kölecik.
Uğuralp (a): Uğurlu yiğit, kahraman.
Uluğbey (a): Büyük bey.
Ünal (t): Ünlü, namlı.
Üsame (a): Bir arslan cinsi.
Vahab (a): Vehhabın bozulmuş şekli. Çok hibe eden, ihsan eden.
Vahideddin (a): Dinin tek ve eşsiz siması.
Vakkas (a): Savaşçı, okçu.
Vakur (a): Ağırbaşlı, temkinli.
Vâlâ (f): Yüksek, yüce.
Varol (t): Çok yaşa.
Vecdi (a): İlahi aşka dalan, vecde gelen, kendinden geçen.
Vecihi (a): Bir kavmin büyüğü.
Vedat (a): Sevme, sevgi, dostluk
Vefa (a): Sözde durma, sevgi ve dostluğu sürdürme.
Veliyyullah (a): Allahın velisi, dostu.
Veliyyüddin (a):Dinine bağlı, dinin velisi.
Veysî (a): Fakir, yoksul.
Veysel (a): Üveys’den bozma.
Yahya (a): Canlı, hayat süren.
Yalçın (t): Çıplak, sarp, dik.
Yâsin (a): Bir sûre.
Yaşar (t): Hayatta, canlı.
Yaver (f): Yardım edici, imdada koşan.
Yavuz: Yaman, korkusuz.
Yekta: Tek, eşsiz, benzersiz, yalın, tek kat.
Yener (t): Üstün gelen.
Yıldırım: Gök gürültüsü ve şimşekle gelen elektrik akımı?
Yılmaz: Korkusuz, yılmayan, sebatkâr.
Yusuf (ib): Hüzün, ek, ilave.
Yücel (t): Yükselmiş.
Zafer (a): Maksada ulaşma, barışma, düşmanı yenme.
Zâfir (a): Zafer kazanan, üstün gelen.
Zamir (a): Yürek, iç, vicdan.
Zekai (a): Çabuk anlayışlı, keskin zekalı.
Zeyd (a): Artan, çoğalan.
Zeynel: Süslü.
Zeynelâbidin (a): İbadet edenlerin süsü.
Zeyneddin (a):Dinin süsü.
Zeyyât (a): Zeytinci, zeytin.
Ziyaeddin (a): Dinin nuru.
Ziver (f): Süs, zinet ehli.
Ziya (a): Işık, aydınlık, nur.
Ziyad (a): Fazlalık, çokluk, bolluk.
Zuhurî (a): Kendiliğinden ortaya çıkan.
Zübeyr (a): Akıllı.
Devamını Oku